19 Ocak 2016 Salı

SU UYUYOR,DÜŞMAN UYUMUYOR


  Dünkü fb maçı ve bugün medya manşetleri gösterdi ki,karşımızda koşulsuz,şartsız,rakibe destek veren büyük bir lobi ve amigo topluluğu var.Bunu buradan zaman zaman anlatmaya çalışsak da,bir musibet,bin nasihatten yeğ işte!

  Bütün gece,''fb her koşulda kazanırdı''üzerinden algı yaratan lobi,Mersin maçı neden ertelendi diye algıyı yaratan lobi'dir.Bir tane Beşiktaş'lı yorumcuda çıkıp,''Beşiktaş Uzayda bile kazanırdı'' diyememiştir.''Sen yine kazanırdın ama,burada hakem hatası değil,hakem şikesi vardır''diyememiştir.Verilmeyen bir penaltı yüzünden,maç fb'ye hediye edilmiştir diyememiştir, maalesef..

  İki gün iki gece ''görüş açısı'' değil,zemin konuşuldu.Isıtmanın bilerek açılmadığı ima edildi,iş nerede ise ''ulan Mersin burada puan alırdı,yazık oldu''ya kadar getirildi.Beşiktaş'ın milli futbolcularının sağlığı,22 gencecik adamın sağlığı hiç konuşulmadı.Maça giden cezasız 5000 cesur adam,çoluk,çocuk eve nasıl dönecek hiç konuşulmadı.Ahlak savunucuları konu fb olunca,sağlık,sıhhat,sakatlık,kar,tipi hepsi çöpe gitti.Maç yeter ki oynansın,yeter ki Beşiktaş puan kaybetsin di işte.Gerisi boş..Dünya yansın,boş... 

  Karşındaki rakip işte bu kadar acımasız,işte bu kadar kötü.Kazanmak için her yol mubah,kazanmaları için her şey mubah....

   Dünkü rezaleti sadece hakem hatasına bağlayıp, fb üzerinden yorumlayanlar şunu unutuyor,şu an zirvede iki takım var ve fb lehine verilen her karar,Beşiktaş aleyhine verilen karar demek.fb hanesine yazılan her puan,Beşiktaş'ın çalınmış emekleri demek.Rakip başkanın mevcut lobisi ve başkanlık düzeyinde ki ilişkileri de göz önüne alınırsa,son haftalara girilince olacakların habercisi bu düdükler.Şimdiden tepki koyulmaz,önlem alınmaz ise,o zaman yapılacak ah'lar vah'lar hiçbir işe yaramayacak.Bu böyle biline.

   Buna el birliği ile duvar olmalı,koşulsuz şartsız Arma'nın yanında olmalıyız.Sanal alemde,sokakta,yönetimde,statta,örgütlenmeli,yapılan her eyyamı o anda suratlarına çarpmalıyız.Paralı,her haksızlığa yıllarca ''ağlamayın'' diyen uşaklara,medyaya,hesaplara,cevaplarını birlik olarak vermeliyiz.Her yerde örgütlenmeli,en ufak tepkiye misli ile cevap vermeliyiz.Hepimize büyük iş düşüyor.Su uyuyor,düşman uyumuyor çünkü....

   

10 Ocak 2016 Pazar

DEVRE ARASI/FORVET HATTI

                                 

   Yukarıdaki tablonun sahibi ve 41 gol atmış bir takıma,giriş yazısı yazılacak ise,tebrik ve takdir ederek başlamaktan başka çare yoktur.Sadece hücum hattının attığı 38 gol ve yaptığı 26 asist,başlı başına başarı iken,en yakın rakibin 27 gol atması da ortadaki tabloyu rahatlıkla açıklar.Toplamda 187 dakika süre almış Kerim'in,3 gol 2 asist ile oynaması,380 dakika ile Cenk'in 5 Gol 3 asisti,her türlü desteği alan Van Persie 'nin 6 golü ile karşılaştırılınca,Şenol Hocanın ve oyuncularımızın ne büyük bir iş yaptığı anlaşılır.Ben takdiri size,övgüyü takıma bırakarak,bu sefer neyi yapamadık ona bakmak istiyorum;

   Kanat oyuncuların forvet,forvetlerin kanat olduğu,sabit santrafor'ların büyük takımlarda barınamadığı modern oyunda,gol yükünü kanat forvetler çekiyor.Evet,artık kanattaki 2 oyuncunun öncelikli görevi topu taşıma olduğu kadar,topu kaleye de sokmak!yani kanatlar artık kanat forvet.
   İlerideki dörtlü den kanat forvetler ve bekler, özellikle sıkışan oyunlarda artık baş aktör.Büyük takımlarda skor yükünü çeken bölgelerde burası.(Suarez/Neymar: 37 Gol,Bale/Ronaldo: 34 Gol,Walcott/Campbell/Sanchez: 16 Gol,Mahrez: 13 Gol,De Bruyne/Sterling: 19 Gol.)
  
                                    
    

   Kenar oyunun ve kenar oyuncularının önemini anlatmak için,yukarıdaki tabloyu (Konya maçı ilk yarı),en çok zorlandığımız maçların ortalaması ve saha pozisyonu olarak alabiliriz.Sonuç;Orta sahaya rakip tarafından sıkıştırılan bir oyun ve yine orta sahada yediğimiz sert pres.Özellikle rakip çabuk ve atletik oyunculara da sahipse, (Osmanlı maçı)canımızı sıkan en çok bu tarz rakipler oldu.Hatırlayın;Trabzon,G.Birliği,Kasımpaşa...

   Luce'nin 100.yılda yaptırdığı gibi stadın en tepesine bir kamera konsa,yine sol üstteki gibi bir manzara ile karşılaşır,beklerin ve kanatların oyunu neden açmadığı konuşurduk sanırım.Beck ile ilgili en büyük eleştiride bu boşlukları daha çok değerlendirmesi gerektiği zaten.İsmail'in ise daha doğru öne pasları yapması.Mevcutta ''buda yeter''demek kolay ancak,eğer sezonu istediğimiz yerde bitirir isek,sol kanat başta olmak üzere buralara transfer yapmamız elzem olacaktır.

                                         

   Peki Beşiktaş sıkışan oyunda gol pozisyonu yakalayamıyor mu? Yakalıyor ama maalesef atamıyor.İşte burada ''skorer kanat'' devreye giriyor.Olcay/Q17 : Toplam 7 gol,Olcay/Gökhan  yine toplam 7 gol atabilmişler.Üçü beraber artı Kerim'in toplamı ise:15 Gol.Her ne kadar en yukarıdaki örnekler üst düzey takımlar ve oyunculara ait olsa da,4 kanat oyuncusunun skora katkısı maalesef yeterli değil ve çok pozisyona girilen maçların erken kopmama sebebi de burada saklı!

  4 kanat oyuncusu ve hala zaman zaman kanada çekilmesi gerektiğine inandığım Sosa yı da sayarsak 5 adam var iken kadroda,ben hala kafamda 6 aylığına da olsa,''N'Diaye ve Nokoulma tarzı bir adam alsak ne güzel olur'' diye düşünüyorum affınıza sığınarak.Bu transferin takıma güç,skor ve hız kazandıracağına inanıyorum çünkü.Olcay bitiremediğinde,Q17'nin kendine oynamaya karar verdiğinde,sakatlıkta,formsuzlukta,forvet de oynayabilen artı N'Diaye gibi,orta sahaya da çekebileceğin bir rotasyon oyuncusu!!
 
    Çok istatistik,hiç istatistik demişler.Sizi sayılara boğduğum için özür diler,saygılarımı sunarım.

  Not : ''Kaleci,Stoper hala ortada yok,adam kanat istiyor.Delirmiş...''

7 Ocak 2016 Perşembe

DEVRE ARASI/ORTASAHA VELİ-TOLGAY HUSUSU!

                                  

  Orta saha/Veli-Tolgay: 

   Veli ve Tolgay için Şenol Hoca 5 Ocak tarihinde aynen bu cümleleri kurdu; ''Tolgay iyi çalışıyor ama en az 1 ay daha çalışması lazım.Veli'de bizimle ama,daha yeni çalışıyor'' Bu görüntüde Tolgay'ın Ocak ayı içerisinde sadece ligde kaçıracağı maç sayısı Üç.Tam verimle sahaya dönmesi ve takıma katkı vereceği Mart ayına kadar kaçıracağı maç sayısı toplam Yedi.Peki rakip fb ile yapacağımız maçta kenardan yada ilk on bir oynama şansı var mıdır?
   Veli tarafında ise,teknik kapasitesi sınırlı,fiziği ile oynayan bir oyuncu için verdiği görüntü sıkıntılı.İkili mücadelelerde ürkek ki,bu da normal.

   Peki bu iki oyuncu,taraftarın beklediği ''yeni transfer'' etkisini yapar mı?Geçen senelerde Biliç tercihi Atiba-Veli ikilisini Şenol hoca,ilk tercih olarak kullanır mı? Bakalım;

   Veli-Atiba orta saha tandemi  Biliç döneminde ligin en az gol yiyen tandemi olmayı başardı.32 gol ve akan oyunda yenilen sadece 23 gol!29 golle de ceza sahası içinde en az gol yiyen takımdı Beşiktaş ancak,sezon sonu sıralaması yine hüsran oldu.Sezonda,Kasımpaşa ve Sivas'tan daha az atılan gol sayısı ve geriye düşülen maçları çevirememe sorunsalı!
   Biliç'in takım savunmasını düzeltmeye yönelik bu hamlesi,hucumda kısır,final oynayamayan bir takım çıkarmıştı ortaya.Buradaki en büyük sebepte,Veli-Atiba orta sahasının hucumdaki eksikliği idi!Atiba ve Veli'nin o sezon hucum bölgesine attığı toplam top 14.4 iken ,Bilal'in tek başına 12.7 top yolladığını not edelim.
  Her şey bu kadar ortada iken Veli sakat olmasa dahi,Şenol hoca mevcut sisteme dönmezdi diyen bir kişi olabilir mi?Hocanın oyunu forvet hattına pasla taşıyamayan Veli-Atiba dan,Oğuzhan-Atiba-Sosa üçgenine geçmesi kadar doğal bir sonuçtur ve getirisi de devre liderliğidir.

   Peki bu üçgende ki anahtar Atiba nın insan üstü hammallığı daha ne kadar sürer?Sosa ve Oğuzhan'ın bütün yükünü daha ne kadar çekebilir Atiba?

  Avrupa da olmamanın verdiği avantaj ve Veli'nin ona alternatif olmasını beklemekten başka çare yok diye düşünüyorum çünkü,Atiba nın daha iyisi,şut ve skor yapacak olanını şu an için almak hem hayal,hemde böyle bir hamle düşünülmüyor yönetim tarafında.33 yaşındaki makinemizi sanırım ölene kadar kullanmak istiyorlar!Peki Veli yada Necip,Atiba dan bayrağı alıp zirveye dikebilecek kalitede oyuncular mı?yada takımı onun üstüne çıkabilir mi bu iki oyuncu? Bana göre kesinlikle hayır.Yönetim Atibayı,Atibadan çok daha iyi bir oyuncu ile bu sezon sonu yedekle melidir!!Hatta bunu yapmaya geç bile kaldık demek yanlış olmaz!Merkez orta saha rotasyonları her büyük takımda en önemli husustur ve en az 6 kişilik ''net''rotasyona tabidir.Rakip fb nin de yana yakıla hala orta saha araması bundandır!

  Peki Liverpool'a attığı golle taraftarın gözünde çok yükseklere konmuş Tolgay ne yapar?İstatistik bazında elde pozitif sonuç olmasa da (16 maç 0 gol) orta saha forvet bağlantısını yapabilecek,Oğuzhan ve Sosa yı yedekleyecek eldeki tek adam pratikte olmasa da,teoride Tolgay.Sahaya dönme süresi ne olur bilinmez ama burada da yapılacak bir transfer hamlesi gözükmüyor!Yine Tolgay'ın acil ve fişek gibi dönmesine,verdiği ışığın koca bir aydınlığa dönüşmesini umut etmekten başka çare yok!

 Sonuç olarak iki oyuncuda hazır değil ve Şubat ayı sonuna kadar Trabzon,Başakşehir,Fb maçlarında Oğuzhan ve Atiba'nın sağlıklı ve kartsız gelmesini beklemekten başka çare de yok!Şampiyonluk beklediğimiz bu sezonda en azından bir oyuncu ile takviye yapıp,bu riski almamak bana göre en doğru işti ama gözüken bu hamle son sırada ve olmayacak!

   Şenol hocanın mucizelerinin devam etmesi ümidi ile saygılar sunuyorum efendim.Devamı az sonra!!
   

5 Ocak 2016 Salı

DEVRE ARASI/KALE ve DEFANS HATTIMIZ



   2016 inşallah bizlere ve takımımıza hayırlı olur dilekleri ile başlayalım.Transfer nöbeti de resmi olarak başladığına göre hayırlısı olsun diyelim.Bu defa sizi upuzun yazılarla yormamak için takım değerlendirmesini KALE/DEFANS HATTI/ORTA SAHA/FORVET HATTI olarak ayrı ayrı yazılarda yapacağım.Uzatmayalım;

Hiçbir şey kazanılmadı;

Takımımız devre arası lideri,liginde en iyi top oynayan ekibiyiz ama aklı başında her Beşiktaşlı gibi eksiklerimizi görüyoruz ve elde kupa olmadığını biliyoruz.Kazanılan sadece öz güven ve moral.Biz kupayı istiyoruz.Eksiklerin buna göre giderilmesi şart.Sitemlerde,isteklerde bundan.Yoksa her oyuncumuza güveniyoruz ama duygusal değiliz.Arma'nın hanesine şampiyonluk yazdırması ilk hedefimiz.Kişisel başarıların kupa ile taçlanması ise temennimiz.Buna göre takımın eksileri,takımın şampiyonluk yolunda yapamadıklarını söylemek elzem.Tek hedef Şampiyonluk ise,vasatlarla,adam sevicilikle işimiz yok.Gerekeni yapan oyuncuyu sene sonu omuzlarda taşımak görevimiz ama,şimdi değil.Şimdi destek bizden,çalışmak,aldıkları paranın hakkını vermek oyuncularımızdan.Bu sene mazeret yok.Hiç yok!


                                        

Kale : 

1.Tolga: Artık olmaz.Tolga ile konuşulması gereken tek mevzu,seneye takımda 2.yada 3.kaleci olarak tutulması yada tutulmamasıdır.

   Özellikle bizim gibi önde oynamaya çalışan bir takımda,geriye sarkacak hızlı topları zamanında çıkışlarla kesmek elzemdir.Böyle oyunda kalecinin kale çizgisinde kalmaktan ziyade,ön libero gibi top kesmesi,top dağıtabilmesi şarttır.Şenol Hocanın da,bizimde,aradığımız,istediğimiz kaleci tarifi budur.Takımı doğru paslarla geriden yönlendirmesi gereken kalecimizin Takım defansına ve taraftara verdiği ''güvensizlik'' duygusu,çoğu maçta top kaleye gelmeden ''Gol'' olmuştur zaten.

    Peki devre arasında böyle bir kaleci bulmak mümkün müdür? Maşallah diyerek son senelerde yanımızda olan transfer şansımıza güvenmeyi tercih ediyorum.Yoksa ''net'' olur dediğimiz adamların bile ''takıma,şehre,memlekete'' uyumu diye gerçek vardır.Takımın ne oynadığını anlamaya,buna ısınmaya ve zamana ihtiyaçları vardır.Özellikle de takımla birlikte çalışmaya,yani;devre arası kampına.
   Transferde kesinlik yoktur.Yüzde 50 si piyango,diğer 50'si bilgi ve beceri işidir.Bugün yönetim tarafında yapılan hamlelerden,6 ay evvelinden yapılan bir hazırlık olmadığı maalesef apaçık ortada.Belli ki Tolgaya gereğinden fazla güvenilmiş.Kimseden kahinlik beklemiyoruz ama,yönetimlerin işi geleceği planlamak değil midir? Umarım yine düşeş atarız!

2.Günay : Takıma bağlılığına sözümüz yok ama maalesef yeterli güveni oda vermiyor.gs maçında ki çıkışı çoğu kişi tarafından ''Beck'e müdahale etmemek adına''atılmış ıska olarak yorumlansa da,gerektiği yerde Beck dahil herkesin ağzını burnunu kırmak Günay'ın ilk vazifesi idi ve sınıfta kaldı.Sonrasında ki manzara ise daha vahim.
  Bu arada yaptığım ankette yaklaşık 800 kişiden, 450 kişinin ''Kaleye Günay geçsin''şıkkını işaretlemesi de tartışmaya açıktır.Demek ki Günay'a duyulan güven,bayağı üst düzeyde!

                                       


Geri Tandem; 

3.Rhodolfo/Ersan : Ersan'ın eksiklerini bilsek de,olmadığı maçlarda ki yenilen goller,takımın atletizm seviyesinin düşmesi,Rhodolfo'nun problemlerinin kabak gibi ortaya çıkması ile Ersan'ın hakkını vermemiz şart oldu.Hele ki,2 aydır ''stoper alınacak''diye bağıran taraftar,artı yönetiminde ''alacağız'' onayından sonra moralini bozmaması,düşmemesi de büyük iştir.Umarım yönetim onu gerçekten kesebilecek adamı alabilir!
   Peki Rhodolfo gerçekten ağır mıdır?ya da ''hız''bir stoper de''olması gereken ilk özellik midir?tabi ki hayır!Züpper ligde geriye yaslanıp oynamanın,fizik oynayıp,tekme atmanın ilk şart olduğu doğrudur ama,Bolt gibi bir adam bulsan da,sadece hız yetmez.Tandemi paylaşmak,birbirini tamamlamak,alanı ve bölgeyi iyi kapamak gerekir.Bunun içinde tecrübe ilk şarttır.En iyi tandemlerimize bakalım;

Ulvi-Gökhan : Çok hızlı ikili?yada biri çok hızlı?sizce?Yada Gökhan o zaman ki adı ile,süpürücü rolünde çok mu seri idi?Hayır.Duracağı yeri çok iyi bilirlerdi!

Zago-Ronaldo : Acayip hızlı ikili?Hayır.Tecrübeli ve birbiri ile bütün olmuş,duracağı yeri,topun nereden geleceğinin 3 saniye evvelden bilen ikilidir.

Sonuç; Rhodolfo'yu tamamlayacak bu ayarda bir stoper bulmak bu maddi imkanlarla zor olsa da,imkansız değildir.En azından yarım sezonluk iyi bir adam alınması için yine transfer şansımıza duacıyız!Şampiyonluktan sonra Allah kerim.

                                     
                                   

Beck/İsmail : ''Bu adam neden çıkmıyor'',''Neden hucuma daha çok destek olmuyor'' dediğinizi duyar gidiyim.Ancak Beck yukarıdaki tablo ile önce beni,sonra sizi şaşırttı biliyorum.Peki,defansın bel kemiği Beck'tir desem şaşırır mısınız?Bence şaşırmayın.Çıplak gözle gördük ki,pozisyon bilgisi ile Rhodolfo dahil,geri dörtlünün bütün açıklarını kapatan adamdır Beck.Yeteri kadar ilerde olmaması şu hali ile problem değildir.Düşeş bir stoper gelmesi durumunda daha çok ileride göreceğimizi garanti ederim kendisini.
  İsmail.Ah İsmail.Bunca yetenek,bunca fırsat ama hala duracağı yeri bilmiyor,hala doğru pas tercihini yapamıyor.Hep ''oldu,olacak ama olamıyor''kısmındayız.Artık ne olur,oldu bu çocuk kısmına geçelim İsmail.

Haftasonu : Ortasaha ve forvet hattımız!Görüşmek üzere.

28 Aralık 2015 Pazartesi

MUTLU BEŞİKTAŞ'LILAR Konya Maçı!

                                           

   Öncelikle,Beşiktaş'ımızı rakibi daha oynamadan ilk yarıyı Lider kapattığı için tebrik ederek başlayalım.Bugün ikinci yarıda ki gövde gösterisi içinde ayrıca teşekkür edelim.Stat'da içimizi ısıttılar,tribünde de İnönü günlerinden bir hava esmesine sebep oldular.

   Uzun zaman sonra ilk defa tribün oyunun içinde idi ve maç sonu ''en güzel Beşiktaş'ın çocukları sevinir''aforizması gerçek oldu.Mutlu Beşiktaş'lılar bu memleketin,belkide dünyanın en yaratıcısı,en güzel ''makara'' yapan taraftarı.

  Bugün Aykut Kocaman rakip hocalardan farkı olarak,orta saha baskısı yerine,8 kişi ile oyunu 2.bölgede kabul etti,burayı parselledi.Konya defansı ilk yarı hep önümüzde,orta saha çizgisinde idi.Alanı iyi kapattılar.Boşluk vermediler.

  Hocanın diğer bir buluşu ise Beşiktaş'ın sol tarafına,özellikle İsmail'den başlayarak yaptığı baskı idi.İsmail'in son haftalarda ki oyuna katkısını sıfırladı,bizi eski İsmail'den sahneler seyretmeye mahkum etti.Takımını da hep buradan atağa kaldırdı.Beşiktaş da oyunun yönünü değiştirmeyip,ileride de çoğalmayınca ''sıkıntı yaşar mıyız'' diye düşünmeden edemedik,ta ki gole kadar...

                                       


  Oğuz HAN'ın muhteşem feyki ve katil soğukkanlılığı ile attığı gole şapka çıkarıyorum.Golden sonra da,her skor üstünlüğünü aldığımız her maçta olduğu gibi (belki bugün 2-3 tık üstü) sazı eline aldı,boş alanlarda çiftetelli oynadı,oynattı.Bana göre Ligde en iyi maçını oynayan makine Gomez'imiz ikiledi,Töre'miz Töreface yaptı,Kerim'imiz fişi çekti.

  Siz sormadan söyleyeyim,Q17 ile Olcay'ın farkı şu; Q17 topu ayağına isteyen,set oyunu oyuncusu,Olcay topla ilişkisi sınırlı,önde top kapabilen,Gomez'e duvar olabilen kontra atak oyuncusu.Bugün Q17'nin oyundan çıkmasını o dakika itibarı ile yanlış bulsam da,(iyi oynuyordu ve takım ritmini bulmuştu)Olcay'ın dikine asist'i ve sürekli Gomez'le yaptığı ver kaçlar,Olcay'ın neden bu takımda olduğunu bana hatırlattı,hem de son haftalardaki çok düşük formuna rağmen.Tekrar görüldü ki futbolda tek gerçek yok! 

  Hakem kardeşimizle bitirelim.Hangi takımın oynamak istediğini,hangi takımın tempoyu düşürüp oynatmamak istediğini çözemeyecek kadar oyundan bi haber hakem kardeşimiz!Allah rızası için bu adamları bir odaya kapatıp,haftada 50 maç izletin ki,oyun nedir,nasıl zaman çalınır,zaman çalana ne yapılır öğrensinler.Yok olmuyorsa da bu kardeşlerimizle vedalaşın!

  İyi geceler mutlu Beşiktaş'lılar.Sezon sonu da böyle mutlu,mesut olalım inşallah!Devre arası değerlendirmesinde görüşmek üzere.

 

22 Aralık 2015 Salı

OSMANLI-2 BEŞİKTAŞ-3

 
  Bazen ne takım,ne taraftar havaya giremez.Maçtan önceki derin sessizlik,maç sırasında buz gibi bir soğuk,derinden gelen bir mehter marşı ve sahada ayakta durmaya çalışan Beşiktaş oyuncuları.

   Golü yiyene kadar kimse kendine gelemedi bizim evde de.Osmanlının siyahi oyuncularının Olcay'a attığı her çalım da kımıldadık,Tolga'ya gelen her topta ayıldık,Oğuzhan'a ''oyuna gir'' diye bağırmaktan çatladık,en sonunda da,Sosa'nın golü ve resitalinde kendimizi kaybettik çok şükür.

  Osmanlının orta sahasında ki 5'li blok,atletizmi ile bizi önce fizik olarak ezdi,sonra hızları ile yüreklerimizi ağzımıza getirdi.Sürekli bastılar ve kaptıkları toplarla hep dikine zorladılar.En başta Olcay,sonra Oğuzhan,fizik ve hız olarak ezildiler.Defans blokumuzun sürekli geriye kaçması da bundan.Bire bir yakalanıp hızda geçilmemek için sürekli yaslandılar.Rhodolfo'nun golde basmaması ve vuruş imkanı vermesi de bunun abartılı örneği!

  Yeniçeri'nin kulakları çınlasın.Sezon başı,''Oyun atletizme evriliyor,en başta kanatlarda hızlı olmak,artı güçlü bir orta saha için 1-2 oyuncuyu böyle seçmeli,kanada ve ortaya mutlaka böyle bir yada iki oyuncu almalıyız''diye diye hem o,hem biz,kendimizi yırttık.Ama bir müsibet,bin nasihatten iyi işte.Atasözleri hep haklı.

                                 
 
  Peki kalite,hızı ve gücü yendi diyebilir miyiz Sosa üzerinden? Tek başına yarattığı ve attığı muhteşem goller?Diyemeyiz çünkü,Beşiktaş ikisinin karması olmalıdır.Beşiktaş kanat oyuncusu maç içinde sürekli ezilmemeli,orta sahasına kenardan hız ve atletizm girmelidir.Fişi de Sosa ve Sosa gibiler çeker zaten.Hele ki arkasının sağlam olduğunu görür ise,90'ada bırakmaz,45'te çeker,olmadı 60'ta çeker.Bunun farkına artık yönetim varsın,varsın ki bizde artık Besmele'yi maçta değil,dua'da çekelim.

  Çizgi hakemi kardeşimiz ve üç maymunu oynayan Alper beyimiz;Böyle pozisyona başınızı çevirirseniz,Beşiktaş taraftarı da sizi döner gibi çevirir.Taaa İrlanda'dan Kürşat bile gördü,siz gözünüzü kapattınız.Beşiktaş'ın hakkını yiyen....(siz tamamlayın lütfen)

  Bende sözlerimi Sosa'ya teşekkürü borç bilerek tamamlıyorum.Senin oyununda,yeteneğinde budur.Sorumluluk almaya devam et lütfen.Daha çok skor,daha çok Gomez'in yanına koşu yapman dileği ile saygılar,sevgiler mutlu Beşiktaş'lılar.
 

21 Aralık 2015 Pazartesi

OSMANLI-BEŞİKTAŞ MAÇ ÖNCESİ



   ''Tez Osmanlıspor'un kellesi vurulaa'' diye başlamak isterdim ama,bunu gayet esprili bir şekilde kendi hesapları yapıyor zaten! Biz Cumhuriyet ve demokrasi tarafından gidelim,yani kendi yolumuzdan ve oyunda ne olabilir ona bakalım.
   Rakip hoca M.Reşit Akçay denince akla; Sakal,şapka,felsefe ve kontra atak futbolu geliyor.Hoca Trabzon da iken bu kontra işini bir ara öyle abarttı ki,takım oyuna hakim olamamakla her hafta şuçlanır olmuştu.Sonucu da pek parlak olmadı tabi.




   Topu rakibe bırakmak kesinlikle bir oyun felsefesidir.Jose Mourinho bu işi öyle güzel yapıp,öyle kupalar kaldırdı ki zamanında,Reşit hocamıza bile fazlası ise ilham kaynağı olmuş belli ki.2.bölgede topu kapıp,2.4 saniyede kaleye inmek deyimlerini bir ara sık sık duyar olmuştuk hatırlayın!.Hala en geçerli sistemlerden olsa da,Barca sonrası popülerliği eskisi gibi değil.Şimdi daha çok kapılan topa hemen baskı ve geçiş hücumları moda.Mustafa Reşit hocamız'da oynadığı 15 maçın hemen hepsinde topu rakibe bırakmış ve yukarıda göreceğiniz üzere ağırlıklı ortadan delmiş rakibini.Bunda tabi Ndiaye gibi hızlı ve bitirici bir adamın varlığı etkin olmuş.

  Yine hücumda en çok kullandıkları 2.yön sol tarafları.Torje,Bilal ikilisi Bursa maçında 10 isabetli kombinasyon ile baştalar.Yine Torje ve Rusescu paslaşmaları 7 başarılı kombinasyon ile takımı yönlendirmiş.Belli ki oyunlarının lideri Torje.Hızlı atakların ise Ndiaye.Ön alanda diğer bir hızlı isim Aminu.Çıkar iken dikkat edilecek oyunculardan çünkü ikili mücadele de kazanma oranı yüzde 49!Tabi Torje'ye duran top imkanı vermemeyi yine hocamız anlatacaktır!Romen kaleye yakın yerlerde çok tehlikeli.

  Hızla rakip kaleye inmeyi felsefe edinmiş bir takım mutlaka ve mutlaka Atiba'ya da baskı yapacaktır.Yine Sosa ve Oğuzhan'a çok iş düşecek!Yardımlaşma elzem!

  Uzatmayalım,bizim tarafımızda hedef,devreye kendimizi sağ salim,kayıpsız atmak.Kale tercihi hala kafa karıştırsa da,(bugünkü haberler!) Günay ile devreye girmeliyiz.Bunu dışında mazeretimiz yok!Hele ki çakallar düşmemizi beklerken hiç yok!

17 Aralık 2015 Perşembe

GÜÇ UYANIYOR!

       

   Yaş ilerledikçe sakinleşip,aklı başında,kendimizi yormadan seyrederiz Beşiktaş'ımızı dedikçe,daha duygusal,daha gergin bir adam olduk çıktık.İlker abi'nin kulakları çınlasın,her maç sonu artık savaştan çıkmış gibi yorgun,yada hiç olmamış kadar mutlu oluyoruz.Hal böyle olunca da,yazıyı yazmak buralara kalıyor.Özrümüz bu.Kusura bakmayın!

  Bu hafta mutluyuz,hemde gururluyuz.Çok konuşanlara topu göstermedik,kendini durmadan yere atanlara fırsat vermedik,emek hırsızlarına,fırsatçılara,tecrübe adı altında hakeme bütün maç parmak sallayanlara göz açtırmadık.Maç sonu ağlamaları desen,hedef saptırma,konuyu başka yere kanalize etmek idi sadece.Oda olmadı.Hatta ters tepti, madara oldular,afişe oldular.

  Şartlar hakem tarafından eşitlenince kala kaldılar.Sızlanmaları,ağlamaları bundan.''Neden artık bizi kollamıyorsunuz''sızlanması bu.Hem en çok kollanan,hemde en mağdurların yalan edebiyatı!

  Fizik gücü düşük,Atiba'ya baskı uygulayamayan her takıma yaptığımız gibi maça rahat başladık.Alan bulduk,top kaptık,o topları iyi kullandık.Üstüne,istekli bir İsmail ile,özlenen bek katkısını aldık.Sonuçlandırma da yine eksik kaldık,topu yine kaleye sokamadık ama,Q17 dahil hep topun kıymetini bildik.

   Oyunu bozar,birde gol sıkıştırırım diyen gs'ye,malum dakikaya kadar fırsat vermedik.Malum dakikada olacak olan oldu da, Jedi'miz,gücün hakimi Luke Skywalker'ımız Gomez; ''hayır dedi,bu sefer farklı olacak!'' Oldu da.Master Yoda'mız Şenol Hoca'mız da ''gücü'' doğru kullandı ve Töre ''töreface''yaptı,arkasından bizde hep beraber yaptık,fişi çektik.

  Bilenler bilir,Star Wars'ta ''güce'' sahip,bunu nefret'le,hırsla büyüten ''karanlık bir yan'' vardır.Bir de ''güce''sahip,bunu doğru kullanıp,iyiliğin,gerçek maneviyatın,her zaman kazanacağına inanan Jedi'ler.Karanlık taraf türlü oyunlarla iktidarı elinde tutsa da,iyiler sonunda hep kazanır.

   Sezon sonu da iyilerin kazanması,Gücün Uyanması dileği ile...

11 Aralık 2015 Cuma

LİZBON ve GERÇEKLER!


   Futbol gerçekleri bazen yüzüne öyle bir zamanda vurur ki,aynen Tolga gibi ''far görmüş geyik''misali kala kalırsın.Söz konusu Beşiktaş ise de,futbol tanrılarının acıması hiç yok! Kötü oynayıp yarış dışı kalacağın bir durumda,''sağlık olsun lige bakalım'' diyebileceğimiz fırsat bile tanınmadı bize.Öyle bir tablo koydular ki önümüze,geçen sene dahil 3 senenin hepsini yargılar olduk!

  Peki bu işi futbol tanrılarına bırakıp,sezonu dua ile geçirmeye çalışan yönetimimize ne demeli?Sezon başı bunca eksik ortada iken,bunca vasat adam takımda devam ediyor iken,futbolun duygusallık kaldırmayacağını anlamaları için daha kaç sene geçmeli,daha kaç hayal kırıklığı yaşanmalıdır?

  Şenol Hocamızda maalesef hatalıdır.Pekala kalecileri Avrupa ligi,Türkiye Ligi olarak ayırabilir,Günay'a orada bir şans verebilirdi.Yada sezon başına dönersek,masaya yumruğunu vurmalı,istediği transferleri yaptırmalı idi! Şimdi önünde ''oynatmak yada oynatmamak'' gibi bir Shakespeare ikilemi duruyor.Bir yanda tek maç bile oynatmadığın bir kaleci,diğer yanda sahaya çıkması bile olay olacak bir diğer kaleci.Allah hepimize kolaylık versin.

  60 dakika hakim olduğun oyunda,evet Beşiktaş oyunu uzun zaman sonra ilk defa oyunu tam manası ile kontrol etti,tempoyu arttırıp,azaltabildi,fişi çekeceğin yerde hep doğru yerde olan bir oyuncumuz var.Evet Olcay.Bunca çaba,bunca efor ama topla ilişiği ve bitiricilik olmaz ise,fişi çekmek maalesef hayal.

  Diğer bir önemli husus takımın mental eşiği hala geçememesi.Hatalı golü yedik ve dağıldık!Tribünden oluyor geyiği de bitmiştir arkadaşlar! Lizbon İstanbul'a bayağı uzak!Panik oluyoruz mevzuda palavradır.Panik olan kimse,artık yollar ayrılmalıdır!Artık kimsenin psikolojisini düzeltmesini beklemeye kimsenin tahammülü yok! Bunca para ve unvan sahibi adamlar bir zahmet psikolojilerini düzeltsinler.

   Düne kadar önemli,bugün ise çok kritik bir eşik gs maçı!Allaha emanet!Yemişim futbol tanrılarını!

9 Aralık 2015 Çarşamba

VAHAP BEYAZ,AHMET ÇAKAR ve GS maçı


 
   Maç öncesi yazıları için bazı istatistikler vermek,rakibin zayıf yönlerini anlatmak elzemdir ancak bu maç için Beşiktaş oyuncularına istatistik değilde bazı hatırlatmalar yapmak yeterli olur diye düşünüyorum.Bunlar ne mi?

  YURDEŞEN KARAHASAN,ADNAN POLAT,87 YILI,ERGÜN GÜRSOY,MALATYA,AHMET AKÇAY,93 YILI ANKARAGÜCÜ,GENÇLERBİRLİĞİ,FERHAT,BİLAL KISA,AKHİSAR,ARİF ERDEM,ZALAD,FARUK SÜREN,DENİZLİSPOR,BURAK YILMAZ,MÜHENDİS OKTAY,İSTANBULSPOR,97 YILI VAHAP BEYAZ,AHMET ÇAKAR...

  Bu listeyi ve ismi geçenlerin,Beşiktaş çocuklarının ellerinden aldıkları geleceği ve çaldıkları şampiyonlukları bilmeyenlere anlatıp,soyunma odasının duvarına asmak pek ala,yeterli olmalıdır!!Bizlere düşende,bunları genç kardeşlerimize hep anlatmak,hep hatırlatmaktır!!

   Alınmış değil,verilmiş,kazanılmış değil,çalınmış yıldız sembollerinin Beşiktaşlılara tek hatırlattığı,bizden hatır şikeleri ile,hakem şikeleri ile,federasyon destekli şikeler ile iç edilmiş,gasp edilmiş geleceğimizdir.Bizim için,sizin göğsünüzdeki nişanlar gurur nişanı değil,bizim gurur abidemiz dir! Biz onlara bakarak hep sizi ve sizin gibilerin ne olduğunu hatırlayacağız!

  Maça gelirsek;rakibin kenardaki skorer oyuncularını,dönen topları almamızın elzem olduğunu,Atiba'ya büyük iş düşeceğini,eski karakterimize geri dönmemiz gerektiğini yazacaktım ama vazgeçtim.Çıkın ve maçı alın.Mazeretiniz yok!
  

6 Aralık 2015 Pazar

KAYSERİ-1 BEŞİKTAŞ-2



  ''Kötü oynar iken kazanmak'' klişesi çok tehlikelidir.Bunu sıkça kullanmaya başlar isen,sonrasında başına geleceklere ''Kaza'' demeye başlar,en sonunda da,''Kısmet değilmiş'' der karalar bağlarsın.Hele ki söz konusu Beşiktaş ise,dün 90'da girmeyen top,2.maçta çatala gidiverir,kara cübbeli biri çıkar,bir düdük çalar,bir bakmışsın sezon bitivermiş! Bu yüzden,Beşiktaş acilen Kısmetle,kaza ile,oynamayı bırakmalı,Alnının teri ile kazanmaya geri dönmelidir!

Çok acı çektik!

  Maça uzun zamandır beklediğimiz,Şenol Hocanın daha evvel Trabzon'da da kullandığı ''Ani Şok pres''le başladık başlamasına ama,son zamanlarda bağırarak gelen fiziki düşüş,bunun sonucunda uzayan mesafeler ve kanatlarda kronik bitiricilik yoksunluğu sayesinde fişi çekemeyip,arkasından İsmail kardeşimizin sevgilisini düşündüğü pozisyonda yediğimiz saçma sapan bir golle,ilk yarıyı panik havasına bağladık!

  İkinci yarı Hocamızın belli ki uyarıları ve ani parlamalarla maçı yine dörde,hatta beşe götürecek pozisyonları bulsak da,en yeni hastalığımız ''final pası atamama'' sayesinde 90 dakikayı yine elimiz kalbimizde çok şükür kazasız belasız bitirdik,bitirdik de,Sosa'nın maç sonu dediği gibi ''Çok Acı Çektik''


Maçın Kahramanı Sosa ve Oğuzhan

  Maçın kahramanı Sosa hakkında ''Oğuzhan önünü tıkıyor''yada ''Beraber oynamazlar''geyiklerini yakın zamanda medyadan siz duymadan ben yazayım da rahatlayın arkadaşlar.Buradaki mevzu Oğuzhan falan değil,mevzu ''Sosa'yı anlamak''.Topu evelemeden,gevelemeden,Sosa ile tek pasla paylaşmak,yardımlaşmak ve ona duvar olmak.(Bakınız ilk gol) Hocamızda bu adamı lütfen ''otomatik'' değişiklik formatından çıkarsın,gerekirse bir iki maç kanatta denesin lütfen.Pekala bu Olcay'dan da,Gökhan'dan da kötü olmaz!

Eşik!

   Kadro yetersizliğimize rağmen kazandığımız çok şey,kaybettiğimiz hiç bir şey yok.Devreye kendimizi baş ağrısı olmadan atmamız için çok kritik 2 maça gelmiş bulunmaktayız.Burayı da kazasız belasız geçip,yönetimimizin çok daha kritik en az 3 nokta transfer yapmasına (bana kalsa 5 pozisyona lazım)duacıyız!Bu haftalar ve devre arası transferleri kaderimizi belirleyecek!Allah yardımcımız olsun!

30 Kasım 2015 Pazartesi

BEŞİKTAŞ 0 AKHİSAR 2/PES ETMEK YOK!!



  Bir takımın 34'te 34'te yaptığı görülmüş şey değildir.Kaybedecek tökezleyecektir elbet, aman ligin keyfi kaçmasın diye iteklenerek,topun zerresini oynamadan kazanmaya alışmış rakiplerin hakem desteğini alsa bile ne hale geldiğini dün yine gördük.Yıllardır evi olmadığı için ''ev sahibi avantajı''olmayan Beşiktaş'ın da hali ortada.Dün gözümün önünde haftanın düdüğü Barış Şimşek,N'Guemo'ya o kadar rica etti ki,bir ara akşama baş başa yemeğe gidecekler zannettim.Ne yapın edin,stadı bitirin sayın yönetim.Çok acil!

  Bu ligde top oynamaya çalışan tek takımı,bir maçla yerin dibine sokan renkli medyaya selam olsun.Geçen seneden beri ''Bu takımı şampiyon yapacaklar'' diyen asalaklar,her hafta fikir değiştiriyor.Nereden sallayacaklarını şaşırdılar.Takım puan kaybedince gelen rahatlama ile çenelerini kapatanlar da var tabi.Pusuda beklemeye devam.Ama biz sizi tanıyoruz artık.İyi biliyoruz!

  Peki maç sonu,maçın gününden bahseden Sayın yöneticimize ne demeli?Bu şikayeti hafta içi yapmamanın mazereti nedir?Bunu şikayet merci kameralar mıdır?hele ki puanlar gittikten sonra.Uyumayın Sayın yönetim.Su uyuyor,düşman uyumuyor çünkü!

 Takım içinde denilecek şey çok.Baş etken yorgunluk.Geliyor denilen geldi.Rotasyon yapmamak tercihtir ama sorumluluk vermemek yanlıştır.Sezon başı yapılmayan transferler ikinci büyük etken.Bu kadro yetmez diyenler haklıdır.Bu kadro yetmez!Bu kulübe hiç yetmez.Şenol hocamızda formsuzdu dün.Gomez'i oyunda tutup,20 kişilik kalabalığa Cenk'ide ekledi.Sosa oyunda kalmalı idi.Otomatik oyuncu değişikleri fayda getirmiyor.Her maçın hikayesi farklı çünkü.Q17'yi beğendim dün.En çok didinen o idi ama hala kenardan gelen,diri bir çilingirin kapalı savunmalara daha çok etki edeceğini hala savunuyorum.Bunu dışında çabuk pes eden takımı savunmam mümkün değil.Artık mental olarak da daha sert ve dayanıklı olmalılar.Mazeretler bitti tükendi çünkü!

  Tolga'ya ıslık mevzunu konuşmaya bile gerek yok.Dünkü protesto birikmiş bir tepki olsa da,kalede duran bir adamı ıslıklamanın hiçbir manası yok!Değişmiş taraftar ve insan profilinin bize de uğraması normaldir.Yanımda en az 10 kişi maça ilk defa gelmişti,yan hakeme saydırmalarımı hayretler içinde izlediler.Kabahat onlarda değil tabi,''bazı nedenlerle''gelmeyenler de!

  Şampiyonluğa hasret bir camia'nın,kırılgan olup,çabucak paniklemesi normaldir.Lütfen sakin olalım arkadaşlar.Biz sakin kalalım ki,takımda sakin kalsın.Yol çok uzun.Omuz omuza yürümeye devam!Pes etmek yok!

27 Kasım 2015 Cuma

Eksikler!


             
  Tabela her zaman haklı olsa da,bu iki maç bize gösterdi ki,Atiba'da yorulabiliyor muş.Düşen pas sayıları,kaybedilen topların artması,Ersan'ın sakatlanması gösteriyor ki,yarının sonuna doğru şartlar daha da ağırlaşınca,sezon başı yapılmayan transferler daha çok konuşulacak.Umarım kazasız belasız atlatırız ama unutulmasın,bu takım her zaman kazanamayacak.Kazanırken güle oynaya destek verenler,kaybederken de takımın yanında olmalı!

   Peki iki maçta neler yaptık?Başımızı neler ağrıtabilir?

 Telaş ve Panik : Gözlerimizin pasını silen hızlı paslaşma ile,telaşı birbirine karıştırıyoruz.Bunu özellikle Olcay'a iyi anlatmalı.Bazen göze hoş geleni yapmak yerine,skoru yapmak daha iyidir.Bariz şekilde bazen topa vurmak yerine pas yapmayı,bazende tam tersini yapmayı seçmeye başladık.Sakin ve sabırlı olmalıyız.Çabuk oyunla,Panik oyunu birbirinden ayırmamız şart.

  Oyun içi dinlenme : Takım gözle görülür şekilde yorulmaya başladı.Özellikle Atiba ve Oğuzhan.Rhodolfo'nun istatistiklerinin olumlu yönde artması ve savunmaya daha fazla yük binmesi de bundan.İlk yarım saatlerde baskı aşılıp,tabela yapılamayınca,takım dinlenmeyi,yaslanmak ile karıştırıyor.Yaslanınca ve orta saha da rakibi karşılamayınca da,rakip baskı kuruyor.İki maçta da bu dönem dönem yaşandı.
  Dinlenme rakipten topu en kısa zamanda geri almak ve topa sahip olmak ile olur.Beşiktaş ara ara şahane yaptığı topu geri kazanmayı,otomatik haline getirince bambaşka bir seviyeye gelecek.Gaza gelmeden topu çevirmeyi de öğrenirsek olmuş oluruz zaten.


Skorer kanatlar:  Burada şu yanlışı düzeltmek istiyorum.Ne Olcay nede Töre hiçbir zaman 15 Gol 15 Asist yapamadılar.Olcay en fazla 2013-14 sezonunda 11 Gol 5 Asist,Gökhan 4 Gol 7 Asist,Q17 en fazla 8 Gol ile oynadılar kariyerlerinde.
  Bakın,skorer kanatlar bu ligin anahtarı ve düzenidir.Bunu istatistiği arttırmalı,yada devrede uçak gibi skorer bir sol kanat almalıyız!


Tolgay ve Veli : Çoğunlukla ayrıldığımız bir nokta daha.Veli ve Tolgay dönecek ve dertler bitecek!Takımın Veli,Atiba ikilisi ve Tolgay eklemesinden sonrası da dahil kupası yok!Yani Veli bu takımı hiçbir zaman uçurmadı ki zaten sakatlıktan dönmek daha zor bir iştir.
  Orta saha transferi bana göre hala şarttır.Yoksa yine Veliye (ilk dönecek olan) hocamızın seviye atlatmasını beklemekten başka çare yok.Sorumluluk almayan Sosa'nın satılması da artık seçenekler dahilindedir maalesef.

  Hafta sonu dinamik ve bizi gözüne kestirmiş bir rakiple karşılaşacağız.Kader,Kısmet Beşiktaş'ımızın yanında olsun.Tabi ki cefakar taraftarımızda...

23 Kasım 2015 Pazartesi

DON KİŞOT



    Memleketi birleştiren iki şey var,biri dış tehditler,diğeri Beşiktaş'ın iyi gitmesi.Ara ara yapılan anketlere bakınca da bu durum normal tabi.40 milyona karşı 10 milyon olmak kolay değil.Yada sık sık kullandığımız gibi ''Sınıfta Beşiktaşlı kim denilince el kaldıran tek çocuk bizdik''demekte çoğu şeyi açıklar sanırım.

  Çoğunluk olmak memlekette ''azınlığın hakkı yoktur'' diye algılanır.Ya da hem en mağdur,hemde en güçlü olmak diye.Dün gece bir kez daha gördük ki,Beşiktaş bu memleketin Don Kişot'udur.Yel değirmenlerine karşı savaşmaya da devam eden ve edecek Don Kişot.40 Milyon yel değirmeni ve onların topları ve tüfeklerine karşı...

   Yıllarca çoğunluk olmanın verdiği güç ile,lobilerini federasyonlara,hakem kurullarına baskı unsuru olarak sokup,aldıkları şampiyonluk unvanlarını ''tartışmasız zafer''olarak ilan edenlerden bahsediyorum.Senelerce hatır şikesi ile,güç kullanarak şampiyonluk alanlardan.Gençliğimizin ''Malatya'ya giden arabaları ve iğneleri'' yasaklı kelimeler olarak ilan edenlerden,Ankaragücüne sekiz gol atanlardan,Orta sahadan penaltı çalıp,şampiyonluklarımızı çalanlardan.Yada daha yenilerden örnek verirsek,kazı çalışması yapanlardan ,emrine amade yayıncının kablolarını kesenlerden,hakemin evine kameralar yollayanlardan,İstanbulspor'a makbuz kesenlerden bahsediyorum.Siz bunları iyi tanıyorsunuz,iyi biliyorsunuz.Senelerce sizin sevinçlerinizi,takımınızın emeklerini,Beşiktaş'lı çocukların gözündeki pırıltıyı çalanları iyi biliyorsunuz!

   Siz bunları unutup Penaltı olan pozisyona,(yada olmayan)''pozisyon penaltı değil'' yazdıkça,ben bunları her hafta size tekrardan hatırlatacağım.Siz gözlerinizi açın diye yazacağım.Siz ki dürüstlük abidesi Seba'nın çocukları,siz ki mağdurun hep yanında olan semtin çocuklarısınız ama,gözünüzü açın ki,oynanan oyunun sadece Futbol oyunu olmadığı hatırlayın diye yazacağım.Don Kişot yel değirmenlerini,yerle bir etsin diye tekrar tekrar yazacağım.Birlik olun diye,omuz omuza verin diye yazacağım.Gözünüzü açana kadar yazacağım..Tekrar,tekrar....

19 Kasım 2015 Perşembe

BEŞİKTAŞ-SİVASSPOR MAÇ ÖNCESİ

  ''Ligde potansiyelini yansıtmayan kadro'' aforizma'sını kullanacak varsa eğer,Sivas takımı tamda bunun karşılığıdır,yoksa bu kadronun 11 maçta sadece 1 galibiyet almasını ne eski evlatlarımızdan Sergen açıklayabilir,ne de biz.
  İşte o kara bulutları dağıtan 1 galibiyeti Sivas,Sergen Hoca daha İstanbul yolunda iken,yeni hocaları Okan Buruk ile geçen hafta aldı ve klasik deyimi ile zincirlerini kırdı.Kırdı kırmasını da,bir hafta daha bekleyip kırsa idi daha mutlu olurduk.Galibiyet alamamış,gergin bir takımı,rahatlamış bir takıma tercih ederdim doğrusu.




Yukarıda solda Sivas'ın Antep maçındaki maça başlayış dizilişini,onun solunda ise,topla oyunda aldıkları pozisyonları görebilirsiniz.Esas dikkat çekmek istediğim grafik ise aşağıdaki ''ceza sahasına atılan top''istatistiği.47 teşebbüs ve 22 isabet.Bu istatistik Sivas'ın hem Gs'den hemde Bursa maçında bizden fazla hücum teşebbüsünü gösteriyor,ayrıca 12 şut isabeti ile de maçı ne kadar fazla istediklerinin ve gerçek hücum karakterlerini ispatlıyor.Topla en çok oynayan oyuncununda Cicinho olması zaten tesadüf değil.Geldiğinden beri takımın atak lideri ve Sergen Yalçın'ın ''topla takım lideri ama topsuz ve defansta büyük sıkıntı''dedi Cicinho.Maçın diğer yıldızı da namı diğer ''Arjantinli Burhan''3 şutta 3 isabet ve 1 gol. 



Sivas'ın gözüken bütün özellikleri,onları etkili bir kontra hücum takımı yapıyor ancak,Sergen hocanın tüyosu en güzeli; ''Cicinho'nun arkasına atılan toplar''

  Etkili bir Olcay yada yeter artık diyecek bir Gökhan'ın maçı alıp götürmesi içten bile değil.Sivas'ın hücum arzusu ile oynaması da dileğimiz ancak,Okan Buruğun,Kasımpaşa ve Bursa maçlarını izlemiş olduğuna şüphemiz yok.


  Milli maç araları Sivas gibi takımlara her zaman dinlenme ve rakibi daha iyi analiz şansı olmuştur.Zaten geleneksel olmak üzere olan ''Beşiktaş orta sahasına baskı'' dolayısı ile Atiba'ya baskı taktiği yine önümüze gelecektir.Anahtar yine ''Atibanın yanındaki adam'' olacağı için,maça Sosa ile başlamak şart gibi duruyor.Bu baskıyı,dinlenmiş ve aklını başına almış bir Sosa ile kırmak şart.Oyunu açacak beklere de büyük görev düşecek bu maçta.Milli takım moralini yanına almış İsmail'den artık isabetli driplingler ve şutlar bekliyoruz.

  Dış saha sihrini evimiz olmasa da İstanbul'da da göstermemizin zamanı geldi.Gs maçına kadar kayıpsız bir Beşiktaş,beklenenden daha büyük bir puan farkını telekoma götürecektir.Kader ve Kısmet Beşiktaş'ımızın yanında olsun.Başakşehirde görüşmek üzere.

Not: Grafikler ''Yeniçeri''tavsiyesi üzerine Matchstudy'den.

9 Kasım 2015 Pazartesi

Bursa-0 BEŞİKTAŞ-1 ''KARGALAR SÜRÜ İLE KARTALLAR YALNIZ UÇAR''



   Keşke normal bir futbol ülkesi olsaydık,bende buradan takımımıza yapılan baskıyı,Atibaya ve Oğuzhan'a yapılan 2'li 3'lü sıkıştırmaları,iki maçtır çocuklarımızın (GURURLA yazıyorum bunu, Rıza Kaptan ve Şifo Mehmet) Beşiktaş'ın pas oyununu nasıl çözdüklerini,yine başka bir çocuğumuzun dünde buna devam ederek bizi nasıl kitlediğini grafiklerle anlatsa idim.Bundan sonrada bu kilidi diğer takımlarında uygulayacağını,bunu çözmenin yolunun,duran toplardan skoru arttırmanın,orta sahadan sürpriz koşuların artması gerektiğini anlatsa idim ama hayır,BURASI BİR FUTBOL ÜLKESİ DEĞİL ve BİZ BEŞİKTAŞLILAR OLARAK ARTIK UYANDIK!

  Evet burası bir futbol ülkesi değil.Burası sesini yüksek çıkaranın,medyayı arkasına alıp,ALGI'yı yönlendirenlerin ülkesi.Senelerce hak yiyip,sonra SUSUN AĞLAMAYIN cıların oyunu bu oyun.Fuck off diyerek ceza almayanların,Fuck off diyerek 3 MAÇ CEZA alanların,Bilicin kenarda HOCANIZ AMMA DA SALDIRGAN denilip,haftalarca algı operasyonları ile yıpratılıp,sonrada haftalarca ceza aldırıldığı bir senaryo bu.Daha bugün BÜTÜN ÜLKEYİ SUSTURACAĞIZ diyenlerin ''bakın ne güzel hırslı hoca bravo''denilip,aynı hocayı 2.haftada koyduğu posta ile bitiren adamlara''DÜNYA YILDIZI BU,ADAM HAKLI'' diyenlerin oyunu bu.70 yaşında saha komiserine küfür edip,hedef gösteren,sırf diğer 35 adamın uyduğu kurala uymayan DÜNYA YILDIZI'nın koluna dokundu diye haftalarca küfüre maruz kalan,senelerin emekçisine yapılanları hak gösterenlerin ORTA OYUNU!!Şampiyon olmayıp,yapılanların,ligi 0 KIRMIZI ile bitiren kasapların alkışlandığı ORTA OYUNU!

  Şenol Hoca sakin olmalıymış diyorlar.Anlı şanlı gs lisesi mezunu,fb'li,aklı başında yorumcuya bak hele!ONURUNU ŞEREFİNİ her şeyin üstünde tutan bir adama aylarca salla,parlattığı onca adamı peşkeş çek,üstüne bu adama hırsız de.Sonra Hoca sakin olsun muş.150 milyon harcadığın takım kaleye sadece ve sadece Şenol Hocanın parlattığı 3 adamla gidebilsin,üstündeki emeğini,alın terini yok say,sonra hoca sakin olsun muş.OLMA HOCAM,SAKİN OLMA.SEN GÜRLE,BİZ ESECEĞİZ.

  Beşiktaş'ın kendini yere atmayı bile beceremeyen pırlanta çocukları,topçuları.UYANIK OLUN.Siz böyle oynayıp kazanmaya devam ettikçe,AKBABALAR,ÇAKALLAR sürüsü daha kuvvetli,topu ve tüfeği ile üstünüze gelmeye devam edecekler.Özel hayatınız manşet olacak,eski defterler açılacak.Hiç mi hiç takılmayın.Siz  terinizin son damlasına kadar böyle SAVAŞMAYA devam ederseniz,biz sizin SONUNA KADAR ARKANIZDAYIZ.YOLUNUZ AÇIK OLSUN.BİZ BUNLARI TANIYORUZ,BİLİYORUZ.ARTIK UYANDIK.

  Böyle bitirmekte farz oldu.İyi haftalar Beşiktaşlılar ve diğerleri;

  Karanlık aydınlıktan, yalan doğrudan kaçar.
  Güneş yalnız da olsa etrafına ışık saçar.
  Üzülme; Doğruların kaderidir yalnızlık.
  Kargalar sürüyle kartallar yalnız uçar.
  *Ömer Hayyam

  Not: İmla hatalarına zerre dikkat edilmemiştir.Yazar biraz sinirlidir ve kızgındır.Aynı zamanda GURURLU...

31 Ekim 2015 Cumartesi

BEŞİKTAŞ-3 KASIMPAŞA-3 ''GÜZEL ve ÇİRKİN''

   Peşin peşin söyleyeyim,2 hafta sonra Kasımpaşa alakasız bir oyunla,alakasız bir takıma yenilince, ''Biz bu Kasımpaşa'yı nasıl yenemedik''diyenler olacaktır,aynı Trabzon maçındaki gibi.Ancak ve maalesef,her maçın hikayesi farklıdır.Hele ki,gazetelerde bazen gereğinden fazla övülen hücum oyununun sahibi ve ligin lideri isen.

     Hedef tahtasında olmaya,rakiplerin sana gereğinden fazla motive olmasına alışmalıyız.Şampiyonluklar böyle gelir.Oyuna karakter koymak ve pes etmemekle.Dün,takım pes etmedi en azından.Karakter kısmını da ilerleyen haftalarda göreceğiz merak etmeyin.

   Peki takımımız dün şanssız mı idi yoksa beceriksiz mi?Rakibin kaleye gelen 3 topunun da gol olması şansızlıkla açıklanabilir mi?Yada ileride final paslarını hep rakibe atman?Cevap veriyorum, ikisi de.Ben futbolda şansızlığa inanmam ama,Eren'in pozisyonunda topun sekip,cuk diye asist olmasının başka açıklaması yok!Ancak yapamadıklarımıza da bakmamız lazım;


1.Atibaya pres :Rıza Hoca bizi iyi çalışmış.Oyunu merkezi ve takımı birbirini bağlayan kolonumuz Atiba'yı presle bir anda en çok top kaybeden oyuncuya çeviriverdi.Pas bağlantımızı kesti ve orta sahaya hakim oldu.Buna çözüm orta sahadaki diğer merkez oyuncunun,Atibaya yaklaşıp,pas dağıtma görevini üstlenmesi,takımı ileri taşıması idi.Bununda yapacak isim Necip kardeşimizdi.Her ne kadar maç maç kendisinden umutlansakta,Necip'in merkez orta sahanın olması gereken temel özellikleri yok!Artık buraya oyunun iki yönünü de oynayacak (box to box)Atiba'ya dost,gerektiğinde alternatif bir adam almak şart oğlu şart.Sosa gibi pasör,Necip gibi kesici bir adam.İkinci yarı Sosa hamlesi oyunu değiştirse de,3.gol hem moral bozdu,hemde paşaya nefes verdi.


2.Kenar Bekler: Tekrardan sıkıldınız biliyorum ama büyük takımların sıkışan oyunları açmasının ilk maddelerinden biri,rakip ceza sahasına fazla adam sokarak denge bozmaktır.Bunu da modern oyunda bekler yapar.Oyunu genişletir,çizgiye iner ve denge bozar.Yukarıdaki resimdeki görünen,kapatılmış merkeze saldırmanın hiç bir faydası yoktur.3.golü yedikten sonra,bozulan moralimiz ile birlikte,sürekli buraya ya gözü kapalı daldık,ya top şişirdik.Sonuç,duvara çarpıp dönen toplar ve 18 ortada sadece 1 isabet!
   Beck'imiz sorumluluk sahibi ve disiplinli ancak,içeriye daha çok kat etmeli,sık sık orta yapmalı.Bunu için illa çizgiye inmeye de gerek yok.Ceza sahası dışından Caner ortalarını hatırlayın.fb kilitleri  böyle çözmüştü zamanında.
   İsmail'e artık yazacak bir şey bulamıyorum.Bunca yetenek,bunca verilen fırsat ve hep yanlış tercihler.Maalesef İsmail'de oyun zekası yok.Acil bu bölgeye de takviye şart!
    Son bir fikir daha;Sosa kanat oynayamaz mı?Sıkışan oyunlar da kenara gelmesi fayda sağlamaz mı? Düşüncelerinizi bekliyorum.



3.Defans : Atılan 3 şutunda gol olması ne kadar şanssızlık ise,bir o kadarda hatalar zinciri.Yukarıda göreceğiniz gibi Atiba'nın sürekli Milo'nun bölgesine yaklaşması tesadüf değil!Milo'nun ilk golde topu içeri doğru yollaması kesinlikle büyük bir hata.Direk ve dürüst olacağım,ilk geldiğinde de Milo için olmaz demiştim,yine olmaz diyorum.Türkiye yetiştirici ülke değildir arkadaşlar.Bizde adam geliştirilemez!Bu yüzdende Pedro'da,Milo'da bizde oynayamaz.Bu sevdadan vazgeçelim.Buraya da acil takviye şart!


  Şunu da söylemeden geçemeyeceğim.Donk gölünde onunla koşan ve Donk'un tek hamlesinde koşmayı bırakan oyuncu Oğuzhan!2 mtr daha omzunu koyabilse Oğuzhan,o gol olmazdı.Bunu da buraya koyalım!Pozisyonda Necip,Atiba nerede oda başka bir soru!

4.Kale: Tamam,füzeler geldi,ikinci golde top hem döndü,hemde hızlandı.Ancak,Tolgada ki,güvensizlik psikolojisi sıkıntı verici.Bir türlü ''bu kale benim,kimsede alamaz''gibi durmuyor Tolga,İlk golde üstüne gelen topu çıkarmalı idi.Yaptığı Refleks hamle hem geçti,hemde darbesiz.Top ellerinden sekip içeri girdi.İkincisinde,tamam top füze idi ama Tolga 2 adım önde olsa topu çıkabilir mi idi?Görüşlerinizi bekliyorum.
  Benim transferde önceliğim burası değil.Bu yüzden Tolga'nın daha iyi olmasını,gerekirse Günay'a şans verilmesini bekliyorum.

5.Q17: Defalarca kenardan gelmesi,hem hamle oyuncusu,hemde gerekirse kilit açan adam olması gerektiğini yazdım.Bu düşüncemin hala arkasındayım ve maalesef Q17 beni haklı çıkarmaya devam ediyor.Vermesi gereken pasları şutluyor,vermemesi gerekenleri eziyor.Bu hali ile ilk 11 çıkması takıma zarar.İlk 15 dakika öyle kritik 2 pası veremedi ki,orada bulunacak ilk gol,bugün galibiyetimizi kutlamaya yarayabilirdi.Maalesef olmuyor.

  Bunları dışında oyun hırsımız ve isteğimizde,bu ligin en iyi topunu oynayan takım olgumuzda tek bir aksama yok.3 kere geri düşüp rakibi yakalamak ta büyük iş!Bütün biletleri tüketen,üstüne kartları okunmayıp içeriye giremeyen 1000 taraftarımıza selam olsun.Savaşmaya,mücadeleye devam.
  (Dün ki gibi yüzde bin penaltıyı da gereksiz dürüstlük yapacağım diye ''böyle penaltı istemiyoruz''diye yazıp,art niyetlilere fırsat veren arkadaşlara da selam olsun.Lütfen daha dikkatli olalım.1000 kere düşünüp 1 kere yazalım.)

  Önümüzde Moskova ve Bursa maçları var.Her ne kadar Avrupa ligi için ''geçelim,takılmayalım''desek de,belli ki hocamızla aynı fikirde değiliz.Bu maçta rotasyon beklemiyorum bu yüzden.Umarım puan kaybından sonra,artık hayati önem kazanan Bursa maçına yansımaz.Kritik bir hafta bizi bekliyor.Allah yardımcımız olsun.


Not : Resimler Licktv'den.Ekran fotosu koyma fikri esinlenmesi de futbol bilgisine derinden inandığım @janitschar'dan ve sende rica edip al,koy diyen ufuk kardeşimden :)) (yeniçeriyi rahatsız etmedim,kendim çektim.İdare edin).Yazmadınız bir yazı insafsızlar.Saygılar.

29 Ekim 2015 Perşembe

BEŞİKTAŞ-KASIMPAŞA MAÇ ÖNCESİ


   Ne zaman Rıza Çalımbay'ı tv'de görsem,duygulanırım.Kapalının önünde kollarını sallaya sallaya hiç durmadan koşuşu ve yaptığı ''muz''ortalar gözümün önüne gelir.Topa öyle kavis verirdi ki Kaptan,ortaları ''muz''gibi kavisli giderdi.Bu yüzden Türkiye'de ''Muz orta''diye bir kelime var ise,sebebi Kaptan'dır.Hele kızdı mı öyle koşar,elleri aşağıda sallayarak öyle fırça atardı ki,''Rıza Çalımbay fırçası''diye literatüre girmiştir.

     Benim için hep Beşiktaşlıdır Rıza Çalımbay.Hep Büyük Kaptandır.Kasımpaşa'ya gidince içim biraz ''cız'' etse de,kızamıyorum ona.Futbol aşkı ve çalışma azmi hala yüzündeki çizgilerde kaptanın.Beşiktaş'a harcadığı senelerde orada.Çalışmak istedi,gitti diyelim de uzatmayalım.
 
   Pazartesi Lig tv'de iken yine eski aşkına denk geldi Rıza Hoca.Beşiktaş'ın yağmur gibi golleri ve pozisyonlarını izlerken hiç renk vermedi.En sonunda Soldaki yorumcu (siz ismini biliyorsunuz) ''Hocam Beşiktaş'a hücum edilmez,arkayı boş bırakırsan parçalarlar''deyiverdi.Yine renk vermedi Kaptan ''Zaten bizim sorunumuz gol atmak,defansı düzelttik''dedi sadece.

   Kaptan bütün hafta Beşiktaş'ı izlemiştir zaten.Antalya maçından etkilenmemesi mümkünde değildir.Tunay,Eren,Valle ve Scarione'den oluşan ön hatları gol sıkıntısı çekse de, isim olarak zaten ligin üstündeler.Oyunlarının merkezi Castro ve Donk ikilisi de,bu sene daha defansif.Bol bol defansın içine giriyorlar ve zaman zaman 5'li oluyorlar.Bizim maçta Kaptanın orta sahaya Adem'i çekmesi,orta sahalarını beşlemesi beklenebilir.Her ne kadar Kaptan ''biz topumuzu oynarız'' dese de,atak yapan bir Kasımpaşa değil,bekleyen bir Kasımpaşa görmek sürpriz olmaz.

 Bizi bu maçta zorlayacak tek husus,atletik Kasımpaşa orta sahası ve formda defansları olabilir.Ligin en az yiyeni konumundalar ve bize zorluk çıkarmak için her şeyi yapacaklardır.

  Beşiktaş'a gelince Ersan dışında soru işaretimiz yok.Hatta ''Necip devam etmeli mi'',''Böyle oynayan takım bozulmaz'' gibi çok güzel dertlerimiz var.Ersan'ın yerine,Tosiç mi,Milo'mu soruları bütün hafta soruldu.Hazırlık maçlarında 2 kere denedi Toşiç'i orada Şenol Hoca ancak,son haftalardaki hataları yüzünden gözden düştü gibi duruyor.Yinede,ilk alternatif o olacak sanırım.Hafta içi,antrenmanda Toşiç oynadı haberleri bol bol geldi kulağımıza.Neyse,bir maçlığına savunma tandemi bozulsa da,bu başımıza elbet gelecekti.Takımsan eğer,bu eksikleri görünmez kılarsın zaten.Beşiktaş'ımızda da bu olgu fazlası ile mevcut.

Sonuç olarak,kapanan takımlara karşı her zaman sabır ve şut maddeleri unutmamamız gerekenler.Alan bulamadığımız maçlarda paniklememeli,sabırla pas oyunumuza devam etmeliyiz.Tabi şut atmayı unutmadan.

 Her zamanki dilekle bitirelim; Kader,Kısmet Beşiktaş'ımızın yanında olsun.Cumhuriyet Bayramımız kutlu,mutlu olsun.

27 Ekim 2015 Salı

ANTALYA-1 BEŞİKTAŞ-5 ''MAŞALLAH''



  Biz Beşiktaş'lıyız.Hele ki 35 yaşın üstünde isek,Seba'nın da öğrettiği tevazu ile çokta iddialı olmayı,takımı göklere çıkarmayı,rakibi yerden yere vurmayı kendimize yakıştıramayız.Şu an kalbim dünkü muhteşem oyunu deli gibi övmeyi,rakiplerin rezil oyunlarını anlatmayı istese de,mantığım daha kazanılan bir şey olmadığını,önümüzde çok uzun bir yol olduğunu söylüyor ve susuyorum.Çok şükür ki,aynı bizim gibi ''Daha çok çalışmalıyız,eksiklerimiz var''diyen bir Güneşimiz var.Yinede,bu şöleni her Beşiktaşlı gibi saygıyla selamlıyorum ve çok mutluyum.

   Şenol Hoca,orta sahada geçen yıllardan beri bir kesici,birde dağıtıcı, iki top tekniği yüksek,oyunu iki yönlü oynayan adamla oynamayı hep tercih etti.(Belushi,Ozan/Selçuk,Colman) önlerine de hep 8.5'tan 10 numara bir oyuncu koydu (bizde Sosa) Ancak Beşiktaş'ta eldeki oyuncu havuzunda takım sürekli ortadan delindi ve hocanın istediği ''kaybedilen topa baskı'' yapılamadı.Ta ki Necip'in oyun dakikalarına kadar.Evet hepimizin bu adamdan bir şey olmaz dediği Necip'in.134 gün sonra kendi ilk golünü,sonra Antalya Arena'nın tarihindeki ilk gölü atan Necip'in.

  Necip ne zaman oyuna girse,top kapma yüzdemiz artıyor ve öndeki blok rahatlıyor.Hele ki dün de yaptığı gibi,orta saha da yüzünü karşı kaleye dönüp,öz güvenle pas da dağıtınca ''bu adam yeni transfer mi?''derken bulduk kendimizi.Üstüne golünü de atınca,Şenol Hoca etkisi mi bilinmez ama evde ''artık kimse kesemez''diyenlerde oldu.Hala Necip'in temel özelliklerine dayanan şüphelerimiz devam etse de, top kapma reaksiyonunu ve pas yüzdesini bu şekilde arttırmaya devam eder ise,ben şahsen buradan şuna söz veriyorum; Necip'i omzuma alıp Kuruçeşme,Bebek sahilinde bizzat tur attıracağım.



  Olcay'ada bir paragraf açalım.Tamam adam geçemiyor,şut yüzdesi düşük ama onun enerjisi yerinde ise Olcay bu takımda oynar.Twitter'da bir kardeşimizin (beni affetsin bulamadım ismini,sanırım mert idi) muhteşem anlattığı gibi ; OLCAY ŞAHAN BİR YEMEK OLSA TAVUK DÖNER OLURDU,FİYAT PERFORMANS OLARAK MÜKEMMELDİR VE HER ZAMAN 7/10 OLUR.EN İYİ DEĞİLDİR AMA, HEP DOYURUR.Bunu üstüne kelam etmek abes olacak ama,bazen çok kızdığımız Oğuzhan,Töre ve Q17'nin yapamadığı Basit oyunu,Olcay'dan örnek alabilirler.(Dünde tek pası daha çok yapsak,maç 10-0'a giderdi)

  Mevcut sistemde artık,Oğuzhan pas hatası yapınca da,Q17 pas yerine kaleye vurunca da biliyoruz ki, takım iştahla topu kapıp,onlara bu hataları telafi fırsatını verecek.Hep ''tamam bir daha ki sefere hallederler''diyebileceğiz.Yeter ki,bu istikrar ve istek büyüyerek devam etsin ve uzun maratonda bu kondisyonunu muhafaza etsin takım.Devre arasında da 3 nokta transfer yapılır ise,önümüze dış faktörler,psikolojik sıkıntılar gibi takım dışı etkenler de konmazsa,yarınlara her rakipten çok umutla bakmamak için hiçbir sebep yok.

  İlker Meral'ede 1-2 kelam etmek farz oldu.Bir hakemin art niyetli olması başka bir meseledir,oyunu bilmemesi ve yönetme yeteneği olmaması başka mesele.Meral tamda 2.seçeneğin hakemi.Pozisyonları süzemiyor,avantaj desen haberi yok.Rhodolfo ve Ersana gösterdiği kartlar fiyasko.Ersan'ın pozisyonunu ''topa vurdu''diye açıklamak ne demektir? Tepki yok,oyunun yönünü değiştirmek,vakit geçirmeye yeltenme yok.Bir takımın gelecek hafta en önemli mevkilerinden birini cezalı duruma düşürmeye ne var peki?Lütfen rica ediyorum böyle hakemlerden kurtulun! Evet çöpe atın ve arkanıza bakmayın.

  Takımımız galip,oyunu şahane,rakipler facia.Kalbimiz pır pır atıyor.Darısı sezon sonu kupalar kaldırmaya.Herkese bol Beşiktaşlı günler!

24 Ekim 2015 Cumartesi

ANTALYA-BEŞİKTAŞ MAÇI ÖNCESİ ''KIRILMA''



  Hani hep duyarız,''Kırılma maçı''diye bir şey vardır.Koskoca sezonu buna bağlarlar hani,''orada koptu'' falan diye.Duyduğum en palavra şeydir bu ''kırılma maçı'' şeysi.Önceki ve sonraki bütün hikayeleri çöpe atar,onca alın terini,onca senaryoyu pas geçer bu ''kırılma maçı''.Halbuki kırılacak takımın orada ne işi vardır?Kırılacak ise,oynamasın,bıraksın gitsin!

   Antalya maçı için o malum 2 kelimeyi duyunca tepem attı kusura bakmayın.Bu maç olsa olsa ''rakipler birbiri ile oynar iken,alınması gereken 3 puan''olarak yazılabilir.Başka da bir şey yazılamaz.

    İki rakibin de puan kaybedeceği yada birinin ''0'' çekeceği hafta bu hafta.Buraları kayıpsız geçmen önemlidir,sana ilerisi için kredi verir ama dünyanın sonu da değildir.Kazanman iyidir,önemlidir,köşe başlarıdır buraları ama ''kırılma'' falan olmaz.Şampiyon olacak takım,sonuna kadar,terinin son damlasına kadar kovalar.Öyle kırılmaz,bükülmez,aksine büker,başını dik tutar,basar geçer.Böyle takımlardan ''hanedanlar''çıkar,Şampiyonlar,şampiyonluklar çıkar.Karakteri de,gücü de,düşen ama çabuk ayağa kalkanlar belirler.''Kırılanlar'' değil.

  Karşımızda 14 puanlı,Rize kadar sert ve çabuk bir takım var.Üstüne bir de ''stat açılışları''var.4 maçtır evlerinde kaybetmiyorlar ve Eto'o'ları da var.Normal şartlarda açılış günlerine 5-6.000 fazla taraftar olması normaldir.Tahminim pazartesi 38-40.000 civarı bir kitle olacaktır.(olmalıdır!)Hayırlı olsun diyelim (darısı başımıza artık!)

   Her ne kadar baskıda oynamak zor olsa da,taraftar ve yeni stat gazı ile,fazla istekli bir rakip,geride kapanan bir rakipten daha iyidir.Geride kalan alanları ve boşlukları biz sevdiğimize göre,bu bizim isteyeceğimiz bir şablon.Antalya saldırsın,biz atalım!

    Burada ana etken bizim durumumuz.Takvim yoğunlaştı ve bunun etkileri Moskova maçının son 20 dakikasında gözle görüldü.Şenol Hoca rotasyona gider mi bilmem ama,4 gün sonra Kasımpaşa maçına göz önüne alınır ise,Olcay,Kerim ve Toşiç hamleleri sürpriz olmaz.

  Antalya maçında Olcay-Q17 dışında bir rotasyon gerekmediğini düşünüyorum.Kasımpaşa'ya Allah kerim.Takımın birbirine uyumu iyi.Fazla kurcalamaya gerek yok.En başta ''Top kaybı yapmayın'' ikazı ile oyunumuzu oynayıp,3 puanı alıp gelmeliyiz.İyi oyunu,topa sahip olmayı artık skorla,şut isabeti ile,sonuç alarak tabelaya yazdırmalıyız.Gomezi daha çok beslemeli,topla çabuk vedalaşmalıyız.Final paslarında daha dikkatli olmalı,Atibaya omuz vermeliyiz.

  Kısacası;Kader,Kısmet Beşiktaş'ımızın yanında olsun.İyi hafta sonları.

23 Ekim 2015 Cuma

LOKOMOTIV-1 BEŞİKTAŞ-1




   ''Bu kötü takımdan nasıl gol yedik?'' ''90 dakika oyunun hakimi bizdik'' bunları hem oyuncularımızdan,hemde twitter'dan bol bol duyduk dün gece.Futbol her ne kadar komplike bir oyun ise de,bir o kadar da basit bir oyun.Pas organizasyonun 3 ayağından (oğuzhan,sosa,atiba) Sosa,saçma sapan bir hata yapar,iyi gidiyor dediğimiz Ersan rakibine refakat ederse,bir bakmışsın yaptığın onca pas,seni oyunun tek hakimi gibi gösteren onca şey çöpe gitmiş,geriye düşüvermişsin.

  Takım şu an ''sonuçsuz'' ama ''idare eder'' kelimesinin tam da karşılığını veriyor.Rotasyon yapılmadan çıkılan maçların sonucunda ''birbirine alışma ve uyum''kısmında sıkıntımız yok.Oyuncular birbirini tanıyor artık.Dün bol pas yaparak oyuna hakim olmamız bunun göstergesi.Peki ''sonuçsuz'' kısmı nereden geliyor;


 Tempoyu ayarlayamamak :Orta sahamız daha oyunun temposunu ayarlayacak olgunlukta değil.90 dakika 1000 pasta yapsan,bunun hızını ve karşı presi ne zaman yapacağını ayarlayamaz isen,topu gezdirir durursun.Golde nasıl tempo arttırarak,oyunu diğer yarı sahaya yıktı isek,bunu golü yemeden de yapabilmeliyiz.

Top kayıpları : En büyük belamız maalesef top kayıpları.Q17'nin beklenilenin çok gerisinde olması,Töre'nin ne zaman pas verip,ne zaman adam eksilteceğini hala çözememesi,üstüne Sosa'nın hala mental olarak sahada olmaması,rekor top kayıpları getiriyor.Sonucu da,kalende gördüğün gol oluyor maalesef.

Top kazanma ve dönen toplar: Top kayıplarının tamda karşılığı budur.Siyah ile Beyaz gibi.Kaybettiğin anda kazanacaksın ki,hem rakip hazırlıksız yakalansın,hemde oyun kalanden uzakta,tehlikesiz bölgede oynanasın.Sosa'nın kaybettiği her topun arkasından aval aval bakması,Töre'nin ve Q17'nin gölge markajları,Atiba'nın oyundan düşmesi (oda insan)baş etkenler.Uzun maratonda,Veli,Tolgay,Transfer,hepsine acil ihtiyacımız var.Yoksa ileride Atiba 70'lerde değil,önce 60'larda,sonrada 50.dakikalarda sos vermeye başlayacak.Tevekkeli değil,60 maç oynanacak.

Orta saha alternatifsizliği : Atiba mucize oyunlar oynasa da,bu adam robot değil.Dün rakip 10 kişi kalmış iken,kenardan onun ayarında yada daha iyi bir alternatif sokabilsek,dönen topları alır,2.golü bulmamız içten bile olmazdı.10 kişi rakibi kapatamamızın sebebi bu idi.Dönen topları aldılar ve kontra'ya rahat çıktılar.

Sosa ve 8.5 numara : Sezon başında 6 ve 8 numara alalım diye kendimizi yırtar iken,dünkü Sosa'nin hali ve oyunundan sonra kesinlikle 8.5'tan 10 numara bir oyuncu almamız gerektiğine kanaat getirdim.Kale önüne gidip gidip,final paslarını yapamamak çok acı verici.Tamda Murat'ın dediği gibi ''delici'',''şutör'' ve Gomez'e duvar olacak bir 8.5 numaraya ihtiyacımız var.(Tolgay diyenleri duyuyorum ama dönüşü 10 ayı bulacak sanırım) Oğuzhan'ın bu şekilde devam ettiğini varsayıyorum tabi.Dün bana göre çok iyi top oynadı.Maşallah diyelim.Bu şekilde devam ederse Veli kulübeye mahkum olur bana göre.

Bekler : Sol bekte eldeki en yetenekli aday İsmail.Hocada formayı verdi gibi duruyor ancak,onunda yaptıkları ve yapacakları sınırlı.Bir türlü doğru ortayı yapamıyor,sürekli yanlış tercihlerinde ısrar ediyor.Beck,her geçen gün takıma ısınsa da,ondan asistler ve şutlar bekliyoruz.Kapanan savunmaları açmak için iki bekimiz hayati önemde.Ben Şenol Hoca olsam,(ki değilim)günde 1000 orta yaptırırım İsmail'e,taktik şablonu da koluna dövme yaptırırım!

  Törenin çıkmasını başlarda yanlış bulsam da,hoca'nın kahin olmadığını,rakip eksik kaldıktan sonra onunda keşke çıkarmasa idim dediğini duyabiliyorum.Buradaki tek eleştiri Q17'nin sahada bu kadar uzun süre kalması olabilir.Hoca'nın oyuncu kazanma taktiklerinden biri buda sanırım ama,bu hali ile Q17 tekrar ediyorum sadece kenardan gelmeli.Kerime daha çok fırsat verilmeli.

  Maç öncesi yazısında beraberlik iyidir yazmıştık.Artık her şey bizim elimizde.İçerde galibiyetler bizi bir üstü tura atacaktır.Şimdi esas meseleye,Antalya maçına bakalım.İyi hafta sonları hepinize.

21 Ekim 2015 Çarşamba

LOKOMOTIV MOSKOVA-BEŞİKTAŞ MAÇI ÖNCESİ


  Zenit'in ağırlığını Şampiyonlar ligine vermesi ile,rakibimiz ve Cska,bu sene Rusya liginde yarışın içindeler.Sıralamada Cska-32,Lokomotiv-27,Zenit-22 diye diziliyorlar ve Lokomotiv'in 4.Rostov ile Pazartesi yapacağı maçta bu durumda bayağı önem kazanıyor onlar için.Bunun bizim maça rotasyon olarak etkisi olur mu bilemem ama,karşımızda formda ve hızlı bir ekip olacak perşembe akşamı.Klasik Rusya soğuğu da diğer bir rakibimiz.(söylemeden edemeyeceğim,Moskovadan Antalyaya; fark +25 derece!Şenol Hoca dikkat!)



  Oynadıkları Spartak (derby) maçında Niasse'nin aldığı yol beni şaşırttı.Resmen takımın atak lideri konumunda.Akhisar'dan farklı olarak,sadece kontra atak oyuncusu olan Niasse gitmiş,yerine geriye gelip top alan,ileri 4'lüyü organize eden bir adam gelmiş.Samedov'la uyumları mükemmel.Sol açıkta Kasaev ve Kolomeytsev içinde sürekli destek oyuncusu.Bizim açımızdan bakar isek,Rhodolfo ve Ersan için gerçek bir test olacak Niasse.Geri ikilimizi en çok zorlayan oyuncunun Mersin'li Nakoulma olduğu gerçeği ortada iken,geri 4'lünün en hızlısı Beck'e büyük iş düşecek.Umarım İsmail artık bir adım ileri giderde,Beck'i yalnız bırakmaz.Şenol Hoca'nın ağır Toşiç'i rotasyona sokacağını sırf bu yüzden düşünmüyorum.İsmail artık formaya yapışmalı ve bırakmamalı.



 Meleke'nin de dediği gibi,bu formayı bırakmama hususu,Euro 2016 katılımından sonra futbolcular için hayati bir durum.Hele ki bizim gibi en formda zamanlarında bile forma rengine bakılarak alınmayan oyuncularımız var ise.Oğuzhan,Cenk ve diğerleri,her zaman rakiplerinden daha çok çalışmalı,daha çok formda olmalılar.Buraya Gomez ve Q17'yi de yazabiliriz.Özellikle Gomez sürekli ''hedefim Milli takım'' der iken.
    Bu oyuncuların kendini göstermeleri için mevcut durumda en önemli vitrin Avrupa ligi.Her ne kadar Lig şampiyonluğu daha önemli desem de,Gomez'de Oğuzhan'da kendini ancak burada gösterebilir.Geçen sene oyuncularımıza onca talep gelmesinin sebebinin Liverpool maçı olması da ortada.

  Şampiyonlar ligi mottosu ''yenemiyorsan yenilme'' hadisesini Avrupa Ligine de pek ala uyarlayabiliriz.Bazı maçları iki ayaklı düşünmek,içeride 3 puanı hedeflemek daha doğrudur.Sürekli hücum ederek oynayan bizim içinse,oyunu tutmak,denge oyunu oynamak,savunarak dinlenmek,şu an için pekte mümkün gözükmüyor.Denk takımlardan,hem Sporting,hem Fb maçlarında,sürekli ortadan delik deşik olduk.Oyuna Necip'le başlamak hoca için seçenek olurmu bilemem ama,Avrupa için ideal ''Biliç alan oyununu'' Şenol Hocanın ''hücum oyunu'' ve ''sabit setleri''ile mix'lemesini dört gözle bekliyoruz,çünkü,bu lig için en iyi formül bu.Oyunu tutabilmek elzem.Darısı bu maçın başına diyelim ve takımımıza başarılar dileyelim.

19 Ekim 2015 Pazartesi

Beşiktaş-1 Rize-0 ''ÇİLİNGİR''


   ''Tempo yapamadık,ilk 20 dakika oyunu rakibe teslim ettik.Oyunu hızlandıramadık''Şenol Hoca,her maç sonu öyle güzel değerlendirmeler yapıyor ki,hepsi kısa bir film özeti gibi.Buradan devam edelim;

    Ligin anahtarının hücum olduğunu,sert savunmaları açacak hücum setlerini oturtanın ligi götüreceğini, Hocamız çoktan beri anlatıyor zaten.İlk 20 dakika Töre ve Sosa'nın yaptığı 11 top kaybı (maç sonunda takımca yapılan toplam 30 top kaybı)bekleyip anlattığımız İsmail ve Olcay'ın arasının 50 mtr'lere çıktığı bir oyunda,topa ve oyuna sahip olmayı beklemek hayalcilik olurdu.Direk oyun ilk amacın olsa da, karşında seni kitleyen,seni iyi çalışmış bir rakibin var ise,sabırla pas yapıp,tempoyu da zaman zaman arttırıp,zaman zaman da düşürmeyi ayarlaman gerekir,aksi takdirde rakibi seyretmen kaçınılmaz olur.

   Diğer bir önemli hususta Gomez'e inmeyen toplar.Ne Töre,ne Olcay,kenara inip orta yapan oyuncular değiller.Süreli içeri kat eden tipte oyun karakterlerine sahip oyuncular bunlar.Asli görevleri kanat oynamak olsa da 2. ve 3. forvet gibi oynuyorlar yıllardan beri.Töre ilk pasları alıp, oyun kurma işini alışkanlıklardan olsa gerek,hep daha öne alıyor.Olcay zaten adam eksilten bir adam değil.Burada Gomeze duvar olma görevini de yapmayınca,Gomez bütün ilk yarı boş boş gezindi durdu.Onu daha çok topla buluşturacak formüller üretilmeli.Gomez'de aynen Töre ve Sosa gibi top kayıplarını en aza indirmeli.Çoğu final pasında ya topu kaybetti,yada pası yanlış yerlere gitti!Topun kıymetini kesinlikle daha çok bilmeliyiz.




   Sanırım Atiba'ya bu maç için ayrı bir kupa versek,abartmış olmayız.Her deliği kapattı,her yere bastı.(103 pas 98.1 isabet.Yan pas diyenlere duyuyorum ama bu oranda yana değil,Şenol Güneşle bile pas yapsa,tebrik etmek lazım) Tekrar edelim,bu yoklukta bu adamı pamuklara sarmak,ara ara gidip iyimi diye kontrol etmek lazım.Onsuz bir orta saha ne yapar,yada ne yapamaz,Allah test etmesin!

  9 Faul!Beşiktaş'ın yaptığı toplam faul sayısı bu.Bunu takım sertliğinin olmamasına yoranlar olacaktır ancak dün ''akın kesen faulleri''yapan Rize idi.Oynamak isteyende Beşiktaş.Daha sert olmalıyız demek,dün için insafsızlık olur.Sporting maçında rakip sertliğine verilemeyen cevap ne kadar eleştiri konusu ise,dünkü oyunda yapılmaması maça direk bir etken değil! Ersun Yanal'ın ''bitirilemeyen atak''diye diye öldüğü,istatistiğin sonucu da denilebilir buna.Atağın sonunda genelde kaleye çektiğin şutla atağı bitiremez isen,dönen top kalene direk gelebilir.Yapacağın tek şeyde ''faul''olur.Beşiktaş dün atakları öyle yada böyle sonlandırdı.

 Şut oranımızın artmasında diğer bir olumlu etken.19 gölün 7'sini ceza sahası dışından atılmış bu sezon.Daha çok vurmalı,daha çok şut çekmeliyiz.Olcay dün herkesin dilindeki ''tiki,taka''nın sonunda ekstra pası değil,kaleye dönüp şutu düşünmeli idi.Böyle maçlarda onun skor katkısı,defans katkısından daha önemli.

   Q17 dün yapması gerekeni yaptı.Kenardan gelip oyun kilidini açtı kısacası.Hala eksiği,artısından fazla olsa da,bu rol ona en uygun rol şimdilik.Kulübe zenginliği açısından da hayati.Fizik gücünü arttırır,basit oyunu daha çok oynar ise,başımız üstüne.Böyle olursa,Şenol Hoca'da ilk 11 de formayı ona sağa sola bakmadan verecektir zaten.Ancak ben kenardan gelen,hep maçı alan adam olmasını tercih ederim.Böyle bir kulübe oyuncusuna takımın çok ihtiyacı var.


   Kweuke,Ersan eşleşmesi de zaman zaman yüreğimizi hoplatsa da,ilk 20 dakika dışında Ersan'ın üstünlüğü ile bitti.Rhodolfo ve Ersan'ın esas sınavı,Moskova deplasmanında olacak.Niasse ve hızlı Lokomotiv forvetlerine karşı.Uyumları her hafta artsa da,hala adam paylaşma sorunları sürüyor.Bekleyelim,görelim.

 Zor bir döneme giriyoruz.Lokomotiv,Antalya,Kasımpaşa  ve tekrar Lokomotiv.Sonrada Bursa deplasmanı.Keşke Veli,Tolgay olsa,şu alınmayan orta sahalar alınsa idi diyebileceğimiz bir döneme.Atiba'ya Allah kolaylık versin.Takımada güç,kuvvet ve oyun şansı.Umarım alnımızın akı ile çıkarız.Herkese iyi haftalar.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...